SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1681 >>

BAKARA SURESİ

باب: {ثم أفيضوا من حيث أفاض الناس} /199/.

35. "SONRA İNSANLARIN (SEL GİBİ) AKTIĞI YERDEN SİZ DE AKIN,"[Bakara 198] AYETİNiN TEFSİRİ

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا محمد بن حازم: حدثنا هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها:

 كانت قريش ومن دان دينها يقفون بالمزدلفة، وكانوا يسمون الحمس، وكان سائر العرب يقفون بعرفات، فلما جاء الإسلام، أمر الله نبيه صلى الله عليه وسلم أن يأتي عرفات، ثم يقف بها، ثم يفيض منها، فذلك قوله تعالى: {ثم أفيضوا من حيث أفاض الناس}

 

[-4520-] Aişe r.anha'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Kureyşiiler ve onların dinini benimseyenler Müzdelife'de vakfeye dururlardı. Onlar Hums olarak isimlendirilirdi. Diğer Araplar ise Arafat'ta vakfe yaparlardı. İslam dini zuhur edince; Allah Teala Nebiine Arafat'a gidip orada vakfe yapmasını, sonra oradan (Müzdelife'ye doğru) harekete geçmesini emretti. Nitekim şu ayet bum gösterir:

 

"Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de akın!"[Bakara 199]

 

 

حدثني محمد بن أبي بكر: حدثنا فضيل بن سليمان: حدثنا موسى ابن عقبة: أخبرني كريب، عن ابن عباس قال: يطوف الرجل بالبيت ما كان حلالا حتى يهل بالحج، فإذا ركب إلى عرفة فمن تيسر له هدية من الإبل أو البقر أو الغنم، ما تيسر له من ذلك، أي ذلك شاء، غير أنه إن لم يتيسر له فعليه ثلاثة أيام في الحج، وذلك قبل يوم عرفة، فإن كان آخر يوم من الأيام الثلاثة يوم عرفة فلا جناح عليه، ثم لينطلق حتى يقف بعرفات من صلاة العصر إلى أن يكون الظلام، ثم ليدفعوا من عرفات إذا أفاضوا منها حتى يبلغوا جمعا الذي يتبرر فيه، ثم ليذكروا الله كثيرا، أو أكثروا التكبير والتهليل قبل أن تصبحوا، ثم أفيضوا فإن الناس كانوا يفيضون، وقال الله تعالى: {ثم أفيضوا من حيث أفاض الناس واستغفروا الله إن الله غفور رحيم}. حتى ترموا الجمرة.

 

[-4521-] İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

 

"Kişi, Mekke'de ihramlı olmadığı sürece Hac için ihrama girinceye kadar Ka'be'yi tavaf eder. Arafat'a gidince gücü nispetinde, deve, sığır veya koyun hediye (kurban) olarak sunar.

 

Bunlardan dilediğini tercih eder. Eğer bunlardan birine gÜç yetiremiyorsa, üç gün oruç tutması gerekir. Bu oruçları Arafat'a Çıkacağı günden önce tutar. Ancak üçüncü orucu Arafat gününe rastlarsa bunda bir sakınca yoktur. Daha sonra (Arafat'a) hareket eder. Burada, ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar vakfe yapar. Daha sonra insanlar Arafat'tan ayrılsın. Buradan ayrılıp hayrın arandığı Cem'e (Müzdelife - Meş'aru'l-haram) gelinceye kadar sel gibi aksınlar. Sonra sabaha kadar sürekli Allah'ı zikredip, tekbir ve tehlll getirsinler. Daha sonra insan seli gibi aksınlar. Zira insanlar, adeta bir sel gibi akarlardı. Allah Teala da şöyle buyurmuştur:

 

'Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de akın! Allah'tan mağfiret dileyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir. '[Bakara 199] Şeytan taşlamaya kadar bu şekilde hareket edin."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de akın! ayetinin tefs!ri İmam Buhar! bu başlık altında Hz. Aişe'den "Kureyşiiler ve onların dinini benimseyenler Müzdelife'de vakfeye dururlardı," hadisini nakletti. Bu hadisin açıklaması "Kitabu'l-hac< da geçmişti.

 

"Kişi Mekke'de ihramlı olmadığı sürece Hac için ihrama girinceye kadar Ka'be'yi tavaf eder." Burada Mekke'de ikamet edenler ile umre için ihrama girip daha sonra ihramdan çıkanlar kastedilmiştir.

 

"Üç gün oruç tutması gerekir. Bu oruçları Arafat'a çıkacağı günden önce tutar." Ayetin mutlak manasının bu şekilde takyit edilmesi İbn Abbas tarafından yapılmıştır.

 

"Burada ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar vakfe yapar." Hadiste geçen i ....zalam (karanlık) ifadesi, güneşin batmasıyla birlikte meydana gelen karanlığı ifade eder.

 

İbn Abbas "ikindi namazından" sözü ile, her şeyin gölgesinin kendi misli kadar olduğu ikindi namazının başlangıç vaktini ifade ediyor olabilir. Bu zaman, kaylule (öğle uykusu) vaktinin sona erdiği ve rahatlığın meydana geldiği bir andır. Böylece hacı adayının dinç bir şekilde vakfe yapması hedeflenmiştir. Belki de İbn Abbas bu sözü ile, ikindi namazından sonraki bir vakti kastetmiştir. Buna göre vakfe, cem-i takdim ile öğle namazının peşi sıra kılınan ikindi namazından sonra yapılır. Buna göre bu ifade din tarafından öngörülen vakfenin başlangıç zamanını gösterir.

 

İbn Abbas'ın "güneş batıncaya kadar" ifadesi ise, efdal olana göre hareket edilmesine işaret eder. Zira vakfe zamanı fecir vaktine kadar devam eder.

"Cem'" Müzdelife'nin bir diğer adıdır.